aks mafsalı

Kullanım örnekleri

aks mafsalı
steering knuckle
icon arrow

steering

Part Of Speech: verb


Definition: To guide the course of a vessel, vehicle, aircraft etc. (by means of a device such as a rudder, paddle, or steering wheel).

Example: I steered homeward.


Definition: To guide the course of a vessel, vehicle, aircraft etc. (by means of a device such as a rudder, paddle, or steering wheel).

Example: I find it very difficult to steer a skateboard.


Definition: To be directed and governed; to take a direction, or course; to obey the helm.

Example: The boat steers easily.


Definition: To direct a group of animals.


Definition: To maneuver or manipulate a person or group into a place or course of action.

Example: Hume believes that principles of association steer the imagination of artists.


Definition: To direct a conversation.


Definition: To conduct oneself; to take or pursue a course of action.

icon arrow

steering

Part Of Speech: verb


Definition: To castrate (a male calf).

icon arrow

steering

Part Of Speech: noun


Definition: Equipment used to control direction; something used to steer.

Example: I hit a rock with my car and broke the steering.

icon arrow

knuckle

Phonetic: "/ˈnʌkəl/"

Part Of Speech: noun


Definition: Any of the joints between the phalanges of the fingers.


Definition: (by extension) A mechanical joint.


Definition: A cut of meat.


Definition: The curved part of the cushion at the entrance to the pockets on a cue sports table.


Definition: The kneejoint of a quadruped, especially of a calf; formerly used of the kneejoint of a human being.


Definition: The joint of a plant.


Definition: A convex portion of a vessel's figure where a sudden change of shape occurs, as in a canal boat, where a nearly vertical side joins a nearly flat bottom.


Definition: A contrivance, usually of brass or iron, and furnished with points, worn to protect the hand, to add force to a blow, and to disfigure the person struck; a knuckle duster.

Example: brass knuckles


Definition: The rounded point where a flat changes to a slope on a piste.

icon arrow

knuckle

Phonetic: "/ˈnʌkəl/"

Part Of Speech: verb


Definition: To apply pressure, or rub or massage with one's knuckles.

Example: He knuckled the sleep from his eyes.


Definition: To bend the fingers.


Definition: To touch one's forehead as a mark of respect.


Definition: To yield.

İngilizce Türkçe Cümle Çevirmeni

İster eğitim, iş veya kişisel amaçlar için İngilizce'den Türkçe'ye veya Türkçe'den İngilizce'ye çevrilmiş metinlere ihtiyacınız olsun, online çeviri siteleri aklınıza gelen ilk çözüm olabilir. Tercümanımız kurumsal, akademik, yasal, tıbbi terimleri yetkin bir şekilde dikkate alır. Ayrıca çeviri aşamasında, aklınıza gelen metnin, ihtiyacınız olan terimler kullanılarak, bu alanda profesyonellerle çalışarak ihtiyacınız olan tarzda tercüme edildiğinden emin olabilirsiniz.

İngilizce, dünyada yaklaşık 1,5 milyar insan tarafından konuşulmaktadır. Dünyada en çok konuşulan dildir. 1.000.000'den fazla kelime var! Türkçe, Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs'ta yaklaşık 80 milyon kişi ile Avrupa ve Kuzey Amerika'daki göçmen toplulukları tarafından konuşulmaktadır. Yaklaşık 88 milyon konuşmacı ile en çok konuşulan Türk dilidir. Türk dili, Türkiye'nin batısında yer alan Anadolu'da ortaya çıkmıştır. Şu anda, bu iki hacimli ve harika dildeki çevirilerle hızlı, rahat ve ücretsiz çalışmanız için size profesyonel çevirmenimizin işlevselliğini sunuyoruz!Belki tercümanlık mesleğinde ustalaşmak istersiniz? Sitemizle eğitiminiz hızlı ve kolay olacak! Çevirmenler çeviri yaparken çeşitli becerilere ve materyallere ihtiyaç duyarlar. Çevirmenlerin genel özellikleri çevrilecek olan erek dile ve kaynak dile çok iyi hakim olmak, okuduklarını ve duyduklarını iyi anlamak ve iyi bir hafızaya sahip olmaktır. Fonetik, gramer ve cümlelerdeki kelime örnekleriyle birlikte kapsamlı bir kelime, deyim ve ifade kitaplığına sahip çevirmenimiz ilk kez kullanışlı bir materyal olarak kullanılabilir.